Divriği Sivas İçin Önemlidir
Yıllar sonra, bir ay evvel Divriği’yi tekrar gördüm.
Divriği’nin bende iz bırakan tarafları vardır. Babamın dayıları (Çandırlılar) Divriğilidir. Bir zamanlar Palanga Köyü’nün tamamı ailenin mülkiyetineydi. Divriğili çok arkadaşım olmuş onlarla çok iddialı Divriği-Kangal futbol müsabakaları yapmıştık. Divriği’nin Türk kültüründe önemli bir yeri vardır. Daha birçok nedenlerle bu ilçeye karşı ilgim olmuş hakkında yerel gazetelerde ara sıra yazılar yazmıştım.
20 Mart 2004 / Anadolu gazetesinde Divriği için projeler ileri sürmüş, daha sonra aynı makale “ Türkiye için Sivas için “ kitabımda yayınlanmıştı. "Tüm Divriği’nin korumaya alınması gerekir. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerini yansıtan bir ilçe olarak bu yönde projelendirilmesi arzu edilir. Divriği, üç dönemin “ MÜZE İLÇESİ “ olmalıdır. Geçmişten günümüze tüm Anadolu üretimlerinin, yaşam araçlarının sunulduğu bir yerleşim yeri olmalı ve tüm Anadolu’yu Divriği’de görmek, yaşamak mümkün olmalıdır.” şeklinde bir ifadeyle konuyu özetlemiştim.
Daha sonraki yıllarda değişik ortamlarda Divriği’nin, Ulu Camii’nin önemini vurgulamış bunları yazıya dökmüştüm. ASİDEF (Ankara Sivaslı Dernekler Federasyonu ) Başkanı olduğum yıllarda Divriği’yi ön plana çıkartan faaliyetlerimiz olmuştur. O yıllarda Paris başta olmak üzere dünyanın bazı başkentlerinde “CENNETİN KAPILARI “ adı altında, birebir büyüklükte, Divriği Ulu Camii’nin resimlerinin ilgi gördüğünü fark edince Sayın KUBAN ve onun yakın çalışma arkadaşı Divriğili Mimar Hasan Basri Hamulu ile temaslarım oldu.
Fotoğraflarını mimar Cemal Emden'in çektiğini ve danışmanlığını Prof. Dr. Doğan Kuban'ın yaptığını anlatan Sayın Hasan Basri Hamulu bizlere çok ilgi gösterdiler. Hatta bir Pazar günü, Divriği Ulu Camii’nin birebir büyüklükte çekilmiş özel resimlerinin sergilendiği İstanbul Teknik Üniversitesi salonlarını bana ve eşime gezdirdiler. Kendilerinden bu özel resimlerin bu büyüklükte olmasa bile buna yakın, bu tarzda özel materyallere kopyalanmış olarak federasyonumuz için yapılması yönünde yardımlarını rica ettim.
Bu resimleri Ankara’da ilk defa yapılacak ASİDEF “1. BAŞKENTTE SİVAS GÜNLERİ “ nde sergilemek istediğimizi ilettim. Bu yönde Kültür Bakanlığının maddi destekleriyle ricamız yerine getirildi. Biz o resimleri “ 1. BAŞKENTTE SİVAS GÜNLERİ “nde sergiledik. Bu sergi Ankara’nın, üniversitelerin, elçiliklerin, konsoloslukların, yabancıların çok ilgisini çekti. Sayın Hamulu’nun o dönemde Divriği için, Sivas için gösterdikleri ilgiye çok teşekkürlerimiz oldu. Daha sonra bu resimleri Sivas Havaalanında sergilenmek üzere Sivas valiliğine teslim ettik.
Bir ay evvel tekrar Divriği’yi ziyaret ettim. Ulu Cami ve etrafı restore edilmiş, ağırlıklı olarak yerel halktan ziyaretçileri vardı. Orada bir vatandaş, insanlar toplandıkça kendi birikimi ölçüsünde eser hakkında bilgi aktarmaya çalışıyordu. Bu kadar önemli bir eserin sunumunun çok zayıf olduğunu gözlemledim. Halbuki teknolojinin geliştiği günümüzde bir müze ortamını gezerken, eseri seyrederken; mekanlarda hareket algılamalı videolarla yeterli bilgiler ziyaretçilere aktarılmalıdır. Geçmişi keşfetme yönünden eserin tarihini, sanatını, teknolojisini ve teknik bilgilerini aktaran videolar yapılmalıdır. UNESCO'nun Dünya Mimari Anıtları Listesi'ndeki tek Türk anıtı olan Divriği Ulu Camii’nde ve Şifahanesinde buna ihtiyaç vardır.
Restore edilmiş konaklarda yöresel ürün sunumlarında da çok yönlü hizmete ihtiyaç duyuluyor. Birkaç konağın restorasyonu yeterli değil Divriği’nin merkezi korumaya alınmalı, bu yönde Divriği sakinlerine devletin de cömertçe desteği olmalıdır çünkü Divriği Sivas için çok önemlidir.