Mansur Yavaş’a Düşen Önemli Görev!
Ülke; ekonomiden, demokrasiden, adaletten yana, eğitimden, sağlıktan, tarımda yana, sanayide üretim ve ihracattan, bölgesel sorunlardan yana ağır bir bunalım içerisindedir. Bu sıralamayı daha artırabiliriz.
Sebep?
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi! Tek kişinin kararları doğrultusunda ülke bir çıkmaza doğru gidiyor.
Toplumun büyük ekseriyeti durumun farkında ama sistemin algı yaratma gücü, sistemden faydalananların etkinliği durumun vahametini bir ölçüye kadar kapatıyor.
Bu durum karşısında muhalif partiler özellikle ana muhalefet partisi çözüm için bir yol arayışında. Çözüm, mevcut rejime göre idareyi ele almaktır.
Yani; Cumhurbaşkanlığının demokratik yollardan ele geçirilmesi gerekiyor. Bu nedenle muhalefetin Cumhurbaşkanı adaylarını toplumun önüne sürmesi gerekir.
Muhalefet partilerinden adaylarını açıklayanlar oldu. İktidar partisi adayı belli ama normal seçim süresi içinde aday olması mümkün değil.
Ancak erken seçim ve meclis onayı ile aday olabilecek. Cumhurbaşkanlığı için CHP’nin iki adayı ön planda. Sayın Ekrem İmamoğlu ve Sayın Mansur Yavaş.
CHP, alt örgütlerin, üst yönetimlerin ve daha sonra da parlamento grubunun kararı doğrultusunda adayını belirleme aşamaları için programlanmaktadır.
Bu aşamada Sayın Mansur Yavaş adaylık için CHP üyeleriyle, daha sonraki parti karar organları karar aşamalarıyla bir değerlendirmeye girmeyeceklerini açıkladılar. Kanımca doğru da yaptılar.
Çünkü örgütün Ekrem İmamoğlu ile bağları daha sıcak, siyasi bağlarının daha yakın oluşu ona avantaj tanımaktadır.
Sayın Yavaş’ın bu konuda kararı ve değerlendirmeleri doğru bir yaklaşımdır. Durum gösteriyor ki CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu olacak.
Başka adaylar çıksa da pek etkili olmayacaklar.
Bu durumda olayın seyri nasıl olacak, nasıl olmalı?
Sayın Mansur Yavaş bu durumu olgunlukla karşılamalı ve karşılayacaktır da. Sayın Yavaş’ın karakterine de böyle bir tutum yakışacaktır. Ülke severliğine yakışan da budur.
Ülkenin çöküntüden kurtulmasının yolunda, ikilik yaratacak bir davranışta bulunmayacağı kanaati toplumda da yüksektir.
Bu tavır kendisini yüceltecek, geleceğe dönük Türk toplumunda Sayın Yavaş’ın kişiliği önemli bir yer alacaktır.
CHP içinde de parti ile bağlarını sıkılaştırmış olacaktır. Onlara güven verecek, azımsanmayacak bir siyasi grubu arkasına almış olacaktır.
Bu kararında iktidar partisi trollerinin provokasyonuna gelmeyecek, etrafında dolaşanların itelemelerine inanmayacak, hatta onları da ikna etmeye çalışacaktır.
Sayın Yavaş şunu bilmeli ki bağlı olduğu partide arkasında duran % 25-30’luk bir toplumu kaybederse gelecekte kendisinin siyasi gücü, etkinliği oldukça azalacaktır.
Bir geçiş süresinde Sayın İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı olması, belli bir süre sonra parlamenter sisteme dönülmesiyle İmamoğlu’nun icraatın başına, Sayın Yavaş’ın da Cumhurbaşkanlığına gelmesi durumu hem kendisine hem İmamoğlun’a hem de ülkeye yakışan bir durum olacaktır.
İmamoğlu ve Yavaş’ın birlikteliği toplumda büyük bir sinerji yaratacaktır. Arkalarında şaibe olmayan iki insanın ülke yönetimine talip olmaları içte ve dışta ülke için büyük güven oluşturacaktır.
Ülkenin bu kadar yükün altından kalkmasında Sayın Yavaş’tan tolerans, birliktelik, uzak görüşlülük beklenmektedir.
Bu yönüyle Sayın Mansur Yavaş’ın üzerinde önemli bir görev vardır. Sayın Yavaş’ın bu yükü kaldıracak karaktere sahip olduğu inancı da toplumumuzda vardır.