İşte bunlar okumanın zararları
O kadar çoktur ki bunu sayfa sayfa yazsam bitirebilmem mümkün değil. Sağdan soldan bu meyanda tavsiye ve öğütler duyduğunuzda hemen şaftınız kaymasın. Hangi cepheden ve hangi cihetten baktığınıza bağlıdır bu. Okumak zararlıdır, çünkü düşünmenize yol açar. Düşünmekle de kalmaz çok uzak diyarlara taşınırsınız. Okuyan insanlar itaat etmez. Gütme tutkunuz varsa o insanları hiçbir zaman güdemezsiniz. Sivil itaatsizlik denilen şey hep böyle başlamıştır. Oysa ne güzeldir çok önceden birilerinin bizim yerimize düşünmesi. Derin koltuklarda ve de sımsıcak yataklarda peşin fikirlerimizle vakit geçirip sabahlamak ne büyük bir konfor bağışlar insana. Okumak değiştirir insanı. Ah o ne büyük ıstırap ve ne büyük çiledir! Sabit ve statik kalmanın mesuliyetsizliği varken, kitap okuyarak değişmek akıl kârı mı? Okumadığınızda kafanız karışmaz, zihninizdeki dinginlik göz kapaklarınıza vurur. Uykuya geçmeniz kolaylaşır. Okumak uykunuzu kaçırır. Okuyunca muteriz olursunuz, okumazsanız her şey yolunda seyreder, hiçbir şeye itirazınız olmaz. Okumadığınızda şöhret basamaklarını daha çabuk çıkarsınız, kendinizle hiçbir zaman çelişmezsiniz. Okumak insanın çelişkisini yüzüne vurur. Okumamak başkasının hayalini kurup, başkalarının rüyalarını görmektir. Okumak sürekli canlı yayın, okumamak banttan yayındır. Okumamanın tutulmuş adamları vardır. Okumanın devasa yalnızlığı. Kimi din adamları ?okumayın efendiler´ derler, hayatın okunaklı taraflarını sırtlarıyla örterler. Zararlıdır okumak; karanlığa, cehalete, önyargıya, taassuba, taklidî olana, hurafeye, durağanlığa zarar verir. Okumayanlar bir şartla okuyanlara müsaade ederler, hiçbir kutsal metni yüzünden okumamak, arkasından okumaktır. Ölünün, hakikatin ve bilginin arkasından konuşup, arkasından okumak. Not: Parantez içinde ünlem koyacak o kadar çok cümle vardı ki, yazıyı istila etmesin diye hepsini görünmez kıldım.
EYLÜL BİRAZ
Sonbahar geldi Ekim´in kapısını çaldı. Şairin aklı Eylül´de kaldı. Eylül mevcut mevsimler içerisinde fenalıkları şairlere en az dokunan aylardan biridir. Dirimle ölüm arası bir itidalin gölgesine çağırır eli kalbinde olanları. Şiar dergisini yayına hazırlayan, Şiar´ın sayfalarını sadece şiir korosu oluşturmak için değil, aynı zamanda dört bir yana dağılmış akraba şairleri bir sofranın etrafında toplarcasına bir araya getiren Serap Kadıoğlu´nun ilk şiir kitabı ?Eylül Biraz´ı görünce sonbaharda takılıp kaldım. Şiirinin ilkbaharını yaşayan bir şairin kitabına sonbahar fonu yüklemesi tesadüf olmasa gerek. Acaba diyorum bu hâl bir tür ?Uzun yol telaşı´ mıdır? Önce eylülden başlamak hayata ve hazan mevsimi karşısında çekincesi olmak temkinli bir yürüyüşe mi zorluyor insanı. ?Biraz´ derken bunu mu anlamalıyız? ?Saçlarımda bahardan kalma / Son kuşlar da gitti? dizelerinde ben hep bu telaşla karışık temkinli yürüyüşü gördüm. ?İlk hüzünle yenilmiştim röveşata atınca? diyen bir şairi daha ilk kitapta yılgın, karamsar ve mağlupgiller familyasına mı dâhil edelim? İnsan anne babasına anlatamadıklarından şiir yapar derler. ?Kıyabilsem babama çok şey anlatacaktım? dizesini böyle anlamak da bizi o biraz eylül olan şeyden uzaklaştırmaz sanırım. Serap Kadıoğlu´nun şiir aralığından sokakta misket oynayan çocukları, yağmur damlasında saklı anne yüzlerini ve de bir unutuşla hatırlanan babanın sessizliğini daha net görebiliyoruz. Ah diyorum içimden, keşke şair o kadar kapaklanmasa şiirinin üzerine. Anlamakta zorluk çekiyoruz böyle olunca birçok dizeyi. Yine ah diyorum içimden bir kez daha, şu ilk kitapların masumiyeti keşke kapı dışarı etmese bir sürü kelimeyi. Hep aynı avluda sürmese bu macera. Defterini üzülmüş sözcüklerle dolduran bir şairle karşı karşıyayız. Eskiyi anarken şimdiye -şimdinin akşamına- yalnızlık getiriyor durmadan. Üç bölümden oluşuyor Serap Kadıoğlu´nun şiirleri: Aslından Ağır Gölge, Göğü Çırpan ve Gençliğe Selam (Şiire Ve Aşka Veda) Sevgili okur, daha fazla kitabın sırrını ifşa etmeyeyim. İyisi mi bu sırra sen vakıf ol. Bu şiirlere yayan git. Okudukça hava daha bir ağaracaktır ve dupduru bir gökyüzüyle karşılaşacaksın.