Sivas
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
1°

“Münasip Olan Nasibimizdir”

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kan üzerine, savaş üzerine mizah yapılmaz; hele böylesi hiç yapılmaz. Bir başkası ve acayip kıdemli sağcılardan, “Dostum Putin” diye başlık çekmiş ve dalga geçiyor. Tabii, parantez içinde ünlem işareti kullanmalarından ironi yaptıklarını ancak anlayabiliyoruz(!).

Bu hakim muhalif dil oluyor ve zirvesinde yoz dilli demirbaşlar var. Demirbaş kaydından ölünce düşüyorlar. Türkiye’nin bilgi seviyesi en yüksek yazarları olarak her şeyden anlarlar.

Bu çizgi hürriyetçiliğin zürriyetinde mevcut idi ve candaşı, yandaş ve fondaşıyla tekmil medyanın müştereğidir. Eline kalem tutuşturulan seçmece kalemşorların yırtık ve yırtıcı olmaları, kendilerinden hususen beklenen bir vasıf olmalı. Bütün bunların üzerinde “fikir özgürlüğü” tartışmalarının oturtuluşu, bu halin korunmasına yönelik stratejidir.

Oysa mesele fikir değil, iştah meselesidir. Ekonomi politiğin eleştirisi mabeyninde soyleyecek olursak: kapitalizme endeksli aydın, yazar vs. haz merkezli bir vücuda sahiptir. İçinde merhamet barındıran bir yürek bu tür fikirlere yataklık etmez; gevşek ve sulu ifadelerle ironi yapmaya yeltenmez.

Mahut gazetelerde zenne kontenjanından mütefekkir olan ve son derece fotojenik yazılar döktüren taifeye hususi yer ayırmak isterdim; şerlerinden korkarım. Televizyonlar da bunlara tahsis edilmiş vaziyettedir ve aziz halkımızı dizi izlemeyi tercih ettiği için gönülden tebrik ediyorum.

“Siyasetçiler” diyeyim ve akına karasına en ufak bir iltimas gözetmeksizin aynı seviye ve frekanstan yayın yaptıklarının altını çizerek geçeyim. İmam-cemaat mevzusudur ama televizyonlu bir dünyada her fert duyduğuna cemaat, seyrettiğine imamdır. Vatandaşlık görevidir deyin ve birini seçin ve bence hemencecik de unutun.

Beraber neşrolmanın akıbeti beraber haşrolunmaktır. Seçtiğinizin sizinle gönül bağı olduğunu düşünüyorsanız, kişiliğiniz risk altındadır. Gazete patronlarının birilerini yazar yapması gibi, siyaset patronları da birilerini siyasetçi yapıyor.

İcazetli siyasetçi de zatına münhasır ve münasip bir alt takım dizer ki, istida yazmak dahi büyük cesaret ister. Dilekçenizin müşteki olduğunuz hususun müsebbibi olan kişilerin eline geçmesi, çok sık rastlanan bir durumdur.

Yuvarlak masa ashabının iddia ettiği gibi bu iş, demokrasi noksanlığı mevzusu değil; beşeri malzemenin elverdiği yapıdır. Siz dahi mezkur nakisanın canlı örneklerisiniz. Şu dindarlık söylemine ise artık tek söz söylememeli; çünkü eleştiriler uyarı yerine değl, destek yerine geçiyor. Yanlıştan, kusurdan münezzehtir bu kalemşorlar, bu liderler, bu siyaset patronları ve tabii onların gölgesinde büyüklenen hılhışır malzeme…

Umutsuz vaka mıyız?

Ne münasebet efendim!

Allah, bu tür seçkinleri millet-i merhumeye perde yapıyor ve içindeki hakiki temiz damarların zarar görmesini engelliyor. Bu durumun ilahî saat ve mühlet mevzusu olduğunu düşünüyorum. Mezkur zevat ise kazandığına, kazanacağına ve hatta tekrar tekrar kazanacağına bakarak cari oyunu sürdürüyor. Bu oyun, an itibariyle başka adamlarla zaten olmaz; yüksek hedefi olanların derin düşüncesi ve derinden akan mesaisi olsa gerektir.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...