Sivas
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
1°

İçimdeki gurbetten yine içimdeki bir hasrete yolculuk(28)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Tren yoluna (Demir yoluna) geldiğimde?

Bir zamanlar dedelerimizin gelecek diye rivayetlerini duydukları, babalarımızın ise toprak yolunu ve lojmanlarını gördükleri? Yapılmasında, geç kalınmasının suçunun ise,? Deliktaş da yapılamayan tünel inşaatı üzerine, atılmış olduğu demir yoluna?

?Diğer bir ifade ile ?Tren yoluna geldiğimi fark ettiğim zaman,? yeni bir duygu seline kapılmam elbette ihtimal dâhilî´nde olacaktır. Buna rağmen elbette; Irmak yoluna bir eşkıya gibi kurulmuş, yolu kesen;? beton makas bloklarını? geçerek, ırmak üzerindeki köprüye kadar yürüyeceğim.

(Not: Yazıda anlatılanlardan anlaşılacağı gibi bu yazı;? demir yolu inşaatının başladığı zamanlarda yazılmıştır?. Bugün artık inşaatın bittiği tren seferlerinin yapıldığı ve artık trene binmeye alıştığımız zamanları yaşıyoruz. Yazının burasında yine, Tren yolu ile ilgili çalışmaların başladığı zamanlarda yazılarak;?gazetemizin aynı köşesinde yayınlanmış olan bir yazımız olmuştu.? Okuyanlar mutlaka hatırlıyorlardır.)

Ancak bir süre tren yolunda durarak o yol üzerinde bulunan eski futbol sahamızı, onun üzerinde yapılan maçlarımızı, takım arkadaşlarımı, derinden derine yâd edeceğim.

Bir dönem futbol sahamız olan, Tren yolunun toprak ve çamurlu o zemini, benim aklıma ve zihnime kim bilir yine nice çağrışımlar yaptıracaktır? Hal böyle olunca da bende o günlere zaten çoktan dönmüş olacağım.

Tabi bir zamanlar,?futbol sahası olarak kullanılan? o alanda geçen zamanlarımızın dönemi ise, artık; Kangal Sporda Futbol oynadığımız zamanlardı. O zaman ve o günlerde bu alanda yapılan antrenmanları, 19 Mayıs Kaymakamlık Kupası? maçlarını, o maçlarda; yaşanan olayları?

Takım arkadaşlarımı hatırlayıp, yine dalıp,? bugünlerde o günlere? gideceğim. Bu sahada o gün oynadığım futbolun haberi, Futbolla hiçbir ilgisi olmayan, hatta ilgisi olması da beklenmeyen, bir kuşağa mensup olan babama kadar ulaşmasını??İyi oynadığıma dair rivayetlerin ona müspet yönde tesir etmesini,? benim başarılı olarak görünmemden dolayı babamın duyduğu memnuniyetini? ve onlardan,? bana yansıyanları hissettiğim? günlere döneceğim.

Takımda sağ açık ve Santrafor? mevkilerinde oynadığım günleri? O gün o sahadaki bir maçta, ?dört gol? atmış olduğum anı? Biraz özlem, tatlı bir his ve tebessümle hatırlayacağım.

Hele hele o gün bizim için,? futbolun duayeni? sayılan bir ağabeyimizin( Bünyamin Oflazın) attığım bir golden sonra koşarak gelip ve bana sarılarak, sen bizi geçtin diyen,? övücü iltifat dolu ifadelerinden aldığım hazzı? elbette biraz buruklukla da olsa tekrar yaşayacağım.

Bu sahada oynanan bir kupa maçında hemi kulüp başkanımız hemi de o maçta takım kaptanımız olarak sahada olan bir abimiz, kırmızı kart alarak maçtan çıkmış; çıkarken de kaptanlık pazubant´ını da bana vermişti. O maçtan sonra çıkacağımız bir başka maçta,? bana tekrar kaptanlık bantı´nı? veren o abiye, İçinde Bünyamin abinin ve Taki abinin olduğu bir takımda ben kaptan olarak sahaya çıkamam diye, -hatta adeta yalvararak- Kaptanlık bantı´nı bana vermemesini istemiş, sonrada o kaptanlık pazubant´ı o ağabeylerimiz den birine verilmişti.

Bu durumda benim için maksat hasıl olmuştu olmasında. da fakat, Mustafa durur mu? Daha sonraki maçlarda,?vallahi güzel; ?falanca abimiz gitti, bu seferde filanca abimiz geldi.? diye kendi üslubunca bu konunun,?farklı bir boyutuna? ince ince gönder melere çoktan başlamıştı bile!

Tabi orada kim bilir daha neleri hatırlayarak o günlere döneceğim, orasını Allah bilir!

Arkasından tren yolu bitmeden yapılan demir yolu lojmanlarını seyrederek kah kah geri kalmışlığımızı, kah hesapsız kitapsız yatırımlarla heba edilen ülke kaynaklarını, boşa harcanan enerjileri düşünerek, kahırlar içerisinde ırmak üzerinde bulunan köprüye kadar yürüyeceğim.

Köprünün sol tarafında bulunan Belediye mezbahası ırmaktaki eski sevecenliği bırakmasa da, ben hiçbir şekilde,?o mezbahaya bakmadan? eski günleri hatırlama yolculuğuma, eski tanıdık bu mekânlarda devam edeceğim.

Orada kalabildiğimce kalıp, ırmakta geçirdiğimiz çocukluk günlerini çeşitli haller içerisinde yâd ederek hatırlayacağım. Unutulmuş olanlarla birlikte, unutulmayacak olanları, tekrar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçireceğim.

Haftaya devam edelim İnşallah?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...