Sivas
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
1°

İçimdeki gurbetten yine içimdeki bir hasrete yolculuk(30)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Elbette yapacak olduğum sıradaki işim? Bulunduğum bu Kangal Irmağının Köprüsü üzerinden karşı kırmaları (dağları) seyrettiğim yön itibari ile kolumun sol tarafında kalan (batı tarafındaki) çocukluğumda yüzdüğümüz ve o çevrede Irmağın diğer bölümlerine göre biraz daha derin olan köşesini ziyaret etmek olacak.

O zaman yine aynı mahalleden olan çocukluk arkadaşlarım bir başka halleri ile gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçecekler. O köşeyi kucaklayarak saran kenarındaki tarlada, Dayım tarafından ekilmiş olan pancar´a, yine Dayımın çocukları ile geldiğimiz zamanlar, filimin başka bir karesinde karşımda arz-ı endam edecekler.

Bu arada mutlaka es geçmeyeceğim ilkokulda öğretmenlerimizin bizi pikniğe getirdiği su kaynağının başını da. Arkasından yine yolun daha ilerisinde yıllanmış ve tek başına ben bu havalenin bekçisiyim diye haykırı gibi duran büyük Söğüt´ün altında, öğretmenlerimizin yine bizi ilkokul sıralarında olduğumuz zamanlarda getirdikleri doğal piknik alanını.

Arkasından Yalçın Selvi´nin eli ile balık tutmaya çalışarak ?aha burada var, bura balıkların yuvası? diye elini daldırarak balık çıkarıp ırmağın dışına attığı yerleri arayıp bulmak ve görmek isteyerek o yerler yöneleceğim.

Sonrasında aramızda Yunus Apaydın´ın da bulunduğu tabi Buğday ve Arpa fürükler´ini de onun üttüğü Irmağın, Kangal cephesi taraflarında olan yeri de ( sırt tarafını da) görmek isteyeceğim.

Orası burası diye çocukluk hatıraları ile dolu bu Irmak´ın kenarında gezerken, haliyle çoktan farkına vardığım, baharda açılmaya başlayan gülleri çiçekleri, börtüleri; böcekleri de seyre dalacağım.

O zaman şu şiir muhakkak dilimden dökülmeye başlayacak.

Kim Anlar?

Yine hüzün gelip gönlüme dolsa, Işığa eş olsam güneşe yoldaş,

İçimde olanları yazsam kim anlar? Zalime sed olsam mazluma kardaş,

İyi kötü yanlış doğru demeden, İçimde taşısam hep de bir telaş,

Her hali ortaya döksem kim anlar? Söylesem anlatsam desem kim anlar?

Ayları sayarken yıllara kansam, Yıldızlı geceye dalsam da erken,

Tutup da gönlümü ummana salsam, Hep artar eksilmez bende biriken,

Bir dava uğruna peşince yansam, Gülleri çiçeği bülbülü derken,

Söylesem anlatsam desem kim anlar? Buram buram tütsem yansam kim anlar?

Bundan sonra ise kâinatın yeniden inşasına tanıklık edip tefekküre dalacağım besbelli ki? İşte bu an,?Münacat Risalesi´ni açıp okumanın tam zamanı diye düşünüp, ona müracaat edip onu okumaya başlamalıyım öyleyse.

?Ya İlahi ve Ya Rabbi! Ben imanın gözüyle ve Kur´an´ın talimiyle ve nuriyle ve resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselam´ın dersiyle ve ismi-i hakim´in göstermesiyle görüyorum ki,semavatta hiçbir devaran??

Bu yazı serisi içerisinde, benim ismim niye yok, şu konuları da yazsan iyi olurdu? diyenlere, diyecek olanlara;

Bu yazı başta da belirttiğim gibi yaklaşık on yıl önce,?öylesine yazılmış? bir yazıdır. Bugün sizin yazılarımıza yapacağınız yorumlarla, hatırlatacağınız isimler ve o güne dair yaşananları hatırlama imkânımız olursa,? bundan memnuniyet duyarım.? Anladınız. Bu sözlerim aynı zamanda bir nevi,?yorumlarınızı ve yazıya katkı yapacak eklemelerinizi, ?bekliyorum çağrısıdır.

Yazının bu son kısmında yine, bu yazımızda dile getirilen mahallede ömrünün bir dönemini geçirmiş olup, şu anda bu mahallede veya güzel ülkemizin başka bir köşesine göçerek hayatını orada devam ettirenlere sağlık sıhhat ve mutluluklar dilerken, onların her birine ayrı ayrı selamlarımı sunuyorum.

Yine bu yazı içerisinde ismi geçen veya geçmemiş olan bu dünyadan ahrete göçmüş olanlara peşinen bir Fatiha ve üç ihlâs okuyarak ruhlarına hediye ediyorum. Son.

İyi ve güzel günler dileği ile?

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...