İçimdeki gurbetten yine içimdeki bir hasrete yolculuk(27)
Bu konuda bile,? o günden bugüne? ilçemizde kat edilen mesafeyi düşündükçe içimden gelen tarifsiz his ve duyguların deryasına dalacağım. Bu gün kendi evimin bahçesine kendi çocuklarım için yaptırdığım salıncak´ın ne anlama geldiğinin önemini,? kendi çocuklarımın şu anda benim kadar anlama imkânı? olmasa bile, ben o salıncağın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorum.
Şu anda bahçemde bulunan kendi çocuklarım için yaptırdığım bu arada da bütün mahallenin çocuklarına serbestçe kullanma imkânı olan salıncak´ın benzerlerini,?Kangalın bütün mahallelerine kuramamanın? burukluğunu da doğrusu yaşamıyor değilim. Bunları düşününce de, geçmişte yaşadığım o günleri de, haliyle;? biraz da olsa?, kahırla hatırlıyorum.
İş bu noktaya gelince, bu ilçenin dünden bugüne sürüp gelen talihsizliğine, kadersizliğine neden ve niçinler ine dalıp dalıp gideceğimi. Dünden bugüne; kaybedilen yıllara, geri dönülmez zamanlara, onların içimde oluşturduğu birikim ve birikenlere, onlardan bilinçaltıma yerleşenlere ve tabi zihnim de bitmeyen muharebelere başlayacağım.
Yürümeye devam ettiğim bu yoldaki attığım her adımda, gözüme takılan;? her biri ayrı nice nesnede?, aklıma çağrışım yapan daha nice haller içerisin de, Karayollarının o mahallede bulunan şubesini geçerek?
Metrolojiye, doğru yaklaşırken de, biz henüz daha Lise de okuduğumuz yıllarda Metrolojiye tayını çıkarak gelen Nihat Aksan abiyi´de haliyle, hatırlamadan geçemeyeceğimi.
Daha sonra, memuriyet yıllarımda daha iyi tanıştığımız bu insanla, oturup kalktığımız zamanlar aklıma gelecek. Onunla zaman zaman aynı ortamlarda bulunurken yapılan sohbetlerde, İş Kangala dair olan konulara geldiği zamanlarda;?ben Kangala geldiğim zaman, sizler; elinizde defterlerle Liseye gidip geliyordunuz. Ona göre ha!?diyerek kendinin Kangalı bizden hiçte az tanımadığını vurgulaması ayrı tebessümler oluştururdu.
İlçenin bürokratlarını bir araya getirmek onun sanki öncelikle yapmak zorunda olduğu bir iş ve görev gibiydi. Onun Kangal da olduğu dönemin bürokratları öyle zannediyorum ki onun sayesinde bir araya gelip çoğunlukla mesai zamanlarını dışında da görüşüyorlardı.
Eski Hastaneye yaklaşınca,?nice hatıraların arasından ?karlı ve soğuk bir kış günü; mahallemiz de,? vefat eden yaşlı bir komşumuzun,? ölüm raporunu? koşarak almaya geldiğim o gün, aklıma gelecek!
Aynı zamanda vefat edenlere rapor almak gerektiğini öğrendiğim o günü hatırlayarak;- bahar ayının insanlara gülümseyen güneşinin ısısı altında o gün yapacağım/yapmayı düşündüğüm yürüyüşümün o mesafesinde, o noktasında;-?doktordan Ölüm raporu almaya gönderildiğim?,günün; karının ve kışının soğuğunu hatırlayıp? belki üşüyerek titrediğimi hissedeceğim.
Orda hatırlanacak olan nice hatıraları bu durumda daha ileriye götürmeden, çocukluğumuzda; içerisinde nice hatırlanmaya değer günler geçirdiğimizi bildiğim; yolun sağındaki,? Halis Güngör Amcanın Havuzlu bahçesine bakarak? bir süre duracağımı iyi biliyorum.
O bahçede bulunan eski kerpiç ev içerisinde o yıllarda oturan ailelerin çocukları içerisinde akranlarımız ve arkadaşlarımız olan o günün benim gibi çocuklarını elbette hatırlayacağım.
Bazen o çocuklarla, bazen mahallemizin diğer çocuklarıyla o bahçeye girdiğimiz zaman, benim havuzun başına oturup havuzun içerisinde bulunan balıkları nasıl seyrettiğimi unutamayacağım. Hatta o zaman, Kangalın başka hiç bir bahçesinde(sanki bugün var gibi?) olduğunu zannetmediğim,? havuz´un? hala yerinde olup olamayacağını?- bulunduğum an itibar ile de- bir hayli merak edeceğim.
Kim bilir belki de o,? merak ?saikası ile büyük bir istekle o bahçeye,?çocukluğumda bile yapmadığım bir hal ve tarzda, tek başıma büyük bir cesaretle dalacağım.?
Eğer bunu yapabilirsem haliyle doğru havuzun olduğu yere gidip,? havuzun yerinde olup olmadığını? kontrol edeceğim. Varsa ne ala. O zaman düne ve bugüne ait farklılıklarını tespit edeceğim. Eğer o havuz yerinde yoksa. O zamanda, onun,? hafızamda var olan halini hatırlayıp? o yerde, mümkünse, bir müddet mi yoksa bir haylimi bilmediğim bir süre duracağımı da çok iyi biliyorum.
Haftaya devam edelim İnşallah?