Sivas
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
1°

Dedem kadar hayvancılıktan anlamıyorlar

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Entansif tarım birim alandan ve birim hayvandan max. verim elde etme mantığına dayanmaktadır. Gelişmiş ülkelerin makinalaşmanın artırılması, birim alandan ve hayvandan yüksek verim elde etme mantığını kabul ettirme noktasındaki lobi çalışmaları yıllardır devam etmektedir.

Aslında kulağa çok hoş gelmektedir. Düşünün bir inekten günde 60 kg süt, 1 dekar araziden 750 kg buğday alınacak ülkemizde ortalama 250 kg/da buğday verimi, yerli ırk ineklerden 3-5 kg, montofon lardan 8-10 kg, siyahalaca lardan 15-20 kg süt alınmaktadır.

Fazla ürün almaya çalışmak kullanılacak girdileri (gübre, ekipman, ilaç, bakım vb.) doğal olarak artırmakta, buda birim maliyeti doğrudan etkilemektedir. Tarım alanlarına oranla nüfusu çok fazla olan Avrupa ülkeleri üretim için buna mecburdur ancak ülkemizde ekilebilir alanlar ve meralar (maliyeti olmayan yem alanları) fazladır, tarım ve hayvancılığı tüm ülkeye yaymak varken büyük işletmeler oluşturma noktasında politika geliştirmenin mantığı yoktur.

Uzun vadede yüksek verim için yapılacaklar hem kullanılacak ilaç ve suni gübre miktarını hem de üretilecek ürünün birim maliyetini artıracaktır. bu bağlamda son derece geniş ekim ve mera alanlarına sahip ülkemizde entansif yetiştiriciliğin tarım politikası haline getirilmesinin mantığı yoktur. büyükşehirlere göçün önüne geçilebilmesinin hatta geriye dönüşün tek yolu meraya dayalı hayvancılığın ülke geneline yayılmasının sağlanması olacaktı

Mera yetiştiriciliği ile 10 kg süt veren ineğin kg süt maliyeti 40 krş iken, 30 kg süt verimi olan bir ineğin kg süt maliyeti 70 krş. dur. Çünkü rasyondaki kesif yem miktarı verim yükseldikçe artacak kaba yem miktarı ise düşecektir.

Yıllardır İşletmelerin küçük, arazilerin dağınık ve parçalı olduğu bu durumda yetiştiriciliğin ekonomik olmayacağı ileri sürülerek sürekli büyük işletme kurulması noktasında lobi ve yayım çalışmaları yapılmıştır. Aile işletmeleri tarım ve hayvancılıktan uzaklaştırılmış Kırsaldan kentlere büyük göçler olmuştur

Köyler araziler meralar atıl durumda bırakılmıştır Büyük işletmelere her türlü destek verilirken küçük aile işletmelerinin ihmal edilmesi sonucu durum daha da vahim hale gelmiştir. Yapılanların bedeli olarak ülkemiz hayvanıyla yemiyle, etiyle, kurbanıyla, samanıyla ithalata bağımlı hale gelmiştir

Köylerde yapılan yetiştiriciliğin birim ürün maliyeti büyük işletmelerde yapılanlardan daha az olduğu için piyasayı olumsuz etkilemektedir Köylerde yapılan yetiştiriciliği tamamen ortadan kaldıramayacağımız yada işletmeleri ülkemizin tüm et süt yumurta ihtiyacını tek başına karşılayacak kadar büyütemeyeceğimize göre doğru seçimi yapmak zorundayı

Dededen kalma geleneksel yöntemlerle tarımın ve hayvancılığın yapılamayacağını iddia etmek büyük bir hatadır. Asıl üzerinde tartışılması gereken konu bu ürünlerin toplanıp pazara ulaştırılmasında gerekli organizasyonun nasıl olması gerektiğidir. Bu gün ülkemizin bir çok köyünde özellikle şehir merkezine yakın olan hane sayısı ve nüfus bazında gelişmiş köylerimizde hayvancılığın yerini daha çok yerleşik emekli nüfus almış olup, bir çok aile dededen kalma zeytinliklerden fındıklıklardan ve bağlardan geçimlerini sağlamaktadırlar. Bunun dişında kırsal alanda kalan köylerimizin ciddi bir kısmında tarım ve hayvancılık geri dönüşü olmayacak şekilde bitmiştir. Bir köyde binlerce hayvanın yetiştiği günlerde mera alanları o günlerde dahi yeterli gelirken bugün mera alanlarını kullanılmadığı için ya yabancı otlar işgal etmiştir yada ormana bırakılmıştır.

Yıllardır İşletmelerin küçük, arazilerin dağınık ve parçalı olduğu bu durumda yetiştiriciliğin ekonomik olmayacağı ileri sürülerek sürekli büyük işletme kurulması noktasında lobi ve yayım çalışmaları yapılmış, tüm destekler kesilmiştir. Aile işletmeleri tarım ve hayvancılıktan uzaklaştırılmış Kırsaldan kentlere büyük göçler olmuştur

Köyler araziler meralar atıl durumda bırakılmıştır Büyük işletmelere her türlü destek verilirken küçük aile işletmelerinin ihmal edilmesi sonucu durum daha da vahim hale gelmiştir. Yapılanların bedeli olarak ülkemiz hayvanıyla yemiyle, etiyle, kurbanıyla, samanıyla ithalata bağımlı hale gelmiştir

Köylerde yapılan yetiştiriciliğin birim ürün maliyeti büyük işletmelerde yapılanlardan daha az olduğu için piyasayı olumsuz etkilemektedir Köylerde yapılan yetiştiriciliği tamamen ortadan kaldıramayacağımız yada işletmeleri ülkemizin tüm et süt yumurta ihtiyacını tek başına karşılayacak kadar büyütemeyeceğimize göre doğru seçimi yapmak zorundayız

Buraya kadar yapılan tespitler hayvancılık politikamızdaki sorunu ortaya koymaktadır, bundan sonraki yazımızın konusu bu büyük yanlıştan dönmek adına somut olarak yapılması gerekenler olacaktır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...