Yazık çok yazık
Bu köşeden bir kaç kez ilçe milli eğitimin uygulamaları hakkında iyi niyetli eleştiriler yapmaya çalıştık. Ancak ilçenin eğitim-öğretim faaliyetlerine kafa yorması gereken ilçe milli eğitim müdürünün maalesef bunları anlama gibi çabanın içine girmediği görülüyor. Geldiği günden beri bir türlü zihnini ilçeye davet edemeyen zihniyetin meğerse başka marifetleri de varmış 24 Kasım da yapılan işgüzarlık ile maalesef
ilçemiz bir kez daha olumsuz olarak gündeme gelmiş durumda..
Daha önceki süreçlerde bir çok defa yalanına rastladığımız ilçe milli eğitimin yeniden benzer bir davranışa tevessül etmesi bizi şaşırtmadı. Daha önce yapmış olduğumuz tespitlerin bir bir ortaya çıkıyor olmasına
da sevindiğimiz söylenemez. Milli Eğitim keşke bizi şaşırtsa ve arada birde olsa doğru tavırlar sergileyebilse diyoruz. En son yaşanan olayda ise ilçe adına ne kadar üzülsek yeridir. Duyguları rencide edilen öğretmenler adına üzüldüğümüz kadar olay sonrası takınılan tavır ve davranışlarda bu üzüntüyü derinleştirmiş oldu.
Daha öncede hep yaptığı gibi önce ben demiyorum o diyor mantığıyla kaymakam beyin talimatı var diye başörtülü öğretmenleri dışlayacaksın konu basına aksedince de başka tavırlar içine gireceksin. Bu konuyla ilgili Kaymakam Bey den herhangi bir talimat almadım. Konuyla ilgili öğretmenleri uyarmam gerektiği düşüncesiyle uyardım. cümlesini kuracaksın. Ondan sonrada kalkıp Hiç bir zorlama ve dayatma olmaksızın başörtülü öğretmenler kendi iradeleri ile tören alanından ayrılmışlardır , Ağlayan öğretmen asla olmamıştır ... Gibi onlarca öğretmenin şahit olduğu konularda bile yalan söylemeye teşebbüs edebileceksin? Ayrıca daha komik olan kısmı ise okul müdürleri sıkıntı olabileceği düşüncesiyle öğretmenlerin uyarılması gerektiğini söylediler. diyerek yine ben yapmadım o yaptı mantığını devreye sokarak okul müdürlerini suçlayacaksın. (ne zamandan beri okul müdürleri ilçe milli eğitime talimat vermeye başladıysa artık)
Yazık gerçekten çok yazık?
Yalancının mumu yatsıya kadar demişler ama bu yalanlar yatsıyı bile bulmadı. Kendi içinde çelişkilerle
dolu ve suç üstü yakalanmışlık hissi içinde panikle yazıldığı belli olan sözde tekzip metninin altına ilçe milli eğitim müdürü olarak imza atıp, sağlanan lojistik destekle servis etmek kimi rahatlatır bilmiyoruz ama. İlçe eğitiminin böylesi bir zihniyete teslim edilmiş olması artık herkesi rahatsız etmeye başladı.
Bir başka üzüntü verici durum ise olayı bizzat yaşayıp hatta ilçedeki siyasi parti temsilcilerini gezerek "Bu ilçenin sahibi yok mu? Bu nasıl iş! Cumhurbaşkanlığı resepsiyonlarında bile problem olmaktan çıkmış bir konuyu burada sorun yapmanın ne alemi var..." gibi laflar eden kişilerin bir kısmı hemen ertesi gün ilçe milli eğitim ve kaymakamlık binasına giderek yalakalık adına tam tersi tutumlar sergilemesi anlaşılır gibi değil. Sonuçta herkes kendi cibilliyetinin gereğini yerine getiriyor. Kurtla yiyip kuzuyla meleşmeyi alışkanlık haline getirmiş olan insanlardan mazlumdan ve mağdurdan yana bir tavır beklemek beyhude bir davranış olurdu. Ancak bizim üzüldüğümüz konu bu insanlar eğitimci sıfatı taşıyor ve millet bunlara çoluğunu çocuğunu emanet ediyor.
Mescid-i Aksa yı gördüm düşümde diye başlayan şiirler yazan ve göl kenarında nehirler düşleyen soylu bir düşünce adamının kurmuş olduğu sendikanın okey masalarında meze yapılıyor olmasından duymuş olduğumuz üzüntüyü kıymetli dostlarımıza nasıl anlatmalı bilmiyoruz. Kurucu genel başkanın aksine dünyevi menfaatler uğruna kıytırık makam düşleri kuranlardan ne sendikacı nede eğitimci olmayacağını bizim kadar bu dostlarımızın da bildiğini düşünüyoruz.
Öte yandan kaymakam Bey in etrafında oluşan yağ tabakasının ne kendisine ne öğrencilere nede ilçeye zarardan başka hiç bir faydasının olmadığını ve olmayacağını bir kez daha söyleme gereği duyuyoruz. Ardı ardına üzüntü verici durumların yaşandığı ilçemizde özü sözü bir insanların bir araya gelerek istişare yapmasına büyük ihtiyaç var. İlçenin gidişatına olumlu katkı sağlanmak isteniyorsa yalancı, yalaka ve taklamatik tiplere hiç bir kurumda prim verilmemesi gerekir.
Bize göre bir yerden başlanmalı ve en son olayda onurları incinen öğretmenler bir araya getirilerek ilgililer tarafından özür dilenip gönülleri alınmalı ve yeniden yemin ettirilmeleri sağlanmalıdır. Eğitim öğretimde barış ve kardeşlik iklimi tesis edilmek isteniyorsa bir an önce bu adımın atılacağını ümit ediyoruz....