Sivas
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
15°
Kangal Gündem Gazetesi | Gündem | Sivas Karayün'de Orhun Kitabelerine Benzeyen Esrarengiz Mezar Taşları

Sivas Karayün'de Orhun Kitabelerine Benzeyen Esrarengiz Mezar Taşları

Sivas Karayün köyündeki 4 asırlık mezarlık, Orhun Kitabelerine benzeyen devasa ve yazısız mezar taşlarıyla dikkat çekiyor. 400 yıllık taşların hikâyesi...

Sivas Karayün köyündeki 4 asırlık mezarlık, Orhun Kitabelerine benzeyen devasa ve yazısız mezar taşlarıyla dikkat çekiyor. 400 yıllık taşların hikâyesi...

KAYNAK: İhlas Haber Ajansı

Karayün Köyü'nün 4 Asırlık Mezar Taşı Sırrı: Neden Üzerlerinde Yazı Yok?

Sivas’ın Karayün köyünde yer alan 4 asırlık mezarlık, Orhun Kitabelerini andıran devasa mezar taşlarıyla dikkat çekiyor. Üzerlerinde hiçbir yazı bulunmayan taşların hikâyesi ise nesilden nesile aktarılırken, ziyaretçilerini büyülüyor.

Sivas kent merkezine yaklaşık 28 kilometre uzaklıkta bulunan Karayün köyündeki 4 asırlık mezarlık, büyüklü ve küçüklü dev mezar taşlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Köye yaklaşık bir kilometre uzaklıktaki mezar taşları, görenleri hayrete düşürüyor. Yaklaşık 400 yıllık olduğu tahmin edilen mezar taşlarının üzerinde hiçbir isim veya yazı bulunmuyor. Hangi mezarın kime ait olduğu ise köy halkı tarafından nesilden nesile aktarılarak korunuyor. Mezar taşlarının büyüklüğü ve gösterişi, o dönem ailenin maddi gücüyle doğru orantılı olduğu iddia ediliyor. 

Köy sakinleri, taşların dereden kağnı arabalarıyla mezarlığa getirildiği, herkesin kendi atasının mezarını belirlemek için bu taşları diktiği belirtiyor. O dönemde okuma-yazmanın yaygın olmaması ve bu alanda sanatkâr bulunmaması nedeniyle mezar taşlarına herhangi bir yazı işlenmediği ifade ediliyor. 4 asırdır ayakta duran dev mezar taşları, dönemin şartlarına ışık tutuyor.

"400 yıllık bir tarihi var"

Mezarların tarihini nesillerce akıllarında tutarak bildiklerini söyleyen köy sakini Hüseyin Çakır, 

"Aklımızın yettiğince, bize anlatılanlara yaklaşık 400 yıllık bir tarihi olduğu söylenir. Bugünün şartlarında bu taşların dikilmesinde ailenin gücü etkili olduğu, ailedeki kişi sayısı ve hayvanların gücüyle bağlantılı olduğu düşünülür. Dereden taşlar toplanır ve getirilir, herkes kendi atasının mezarını belirlemek için taşlar dikmiş. Rivayete göre köyümüz 500 yıl önce kurulmuş, ilk kurulduğunda 5 hane varmış, bunların çoğalması ve başka yerlerden göç almasıyla köy bu hâle gelmiş. Bu taşların yapımı ve getirilmesi tamamen o dönemde ailenin gücüne bağlıymış. Taş dereden kesilir, kağnıya bağlanır ve buraya getirilirmiş. O zaman imece usulü de vardı. Kendi rızkları bittiğinde, sonbahar aylarında yardımlaşarak bu taşları dikmişler. Özel bir anlamı yok, sadece atayı tanımak ve unutmamak için yapılmış. O dönemde okuma yazma olmadığı için mezarlarda yazı yoktur ve o sanatı işleyecek insan da bulunmazmış. Bazı eski mezarlarda Osmanlıca yazılar var, ama küçükken rivayetleri dinlemeyi severdim. Köy odalarımız vardı, büyüklerimiz otururdu, biz onlara su getirip götürürdük, onlar kendi aralarında konuşur, bize bu mezarın hangi aileye ait olduğunu anlatırlardı. Biz de aklımızda tutarak nesillerce aktardık" 

dedi.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...