Kutsal Yolculuk Başlıyor

Kutsalyolculuğa çıkacaklar için yarın yeni bir mevsim başlıyor. Herkes topal karınca misali, Hicaz menziline varabilmenin heyecanıyla varlık âlemini yeniden keşfetmeye hazırlanıyor.

* * *

Dinî inanç güdülerek kutsal mekanlara gerçekleştirilen yolculuklar; en eski, en meşakkatli ve en uzun yolculuklar olarak daima tarih sayfalarında yerini almıştır. Bu yolculukların en önemlisi İslâm dininin şartlarından olan "Hac"dır. Tarihî olgusu Hz. İbrahim(a.s.) e kadar uzanan bu yolculuk sayesinde dünya Müslümanları zaman ve mekân şuuruyla kendilerini yeniden keşfetme imkanı bulmaktadır. Bu yönüyle Hac; arınma ve dirilmenin miladıdır bir anlamda.

Yaşadıkları ve sevdikleri her şeyi arkalarında bırakarak yeryüzünün çekim merkezine yönelenlerin "bilgelik şuuru" ve "sabır" azığıyla varacakları nihaî hedef arşın altında kurulmuş olan ilk ev Beyt-i Âtik tir.

Burası Allah ın yeryüzündeki evi Beytullah tır. Burası şehirlerin anası Mekke nin kalbidir. Burası alemlere rahmet olarak gönderilen "Son Peygamber"in, aşkıyla yanıp tutuştuğu gurbetidir. Burası insanlığın hidayetve bereket sembolüdür. Burası "ihtiyaçlılık bahçesi"nden "ihtiyaçsızlık bahçesi"ne açılan kapıdır. Burası hem mal hem de bedenleriyle cihad edenlerin; dağları, taşları, ovaları, vadileri, ırmakları, ummanları aşarak gölgesine sığındığı Kâbe dir.

Dünya durdukça Yüce Rabbimizin, Resûlüne buyurduğu: "İnsanların içinde Hacc ı duyur; gerek yaya, gerekse uzak yollardan gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler." (22 / Hacc, 27) buyruğu artarak kabul görmeye devam edecek. İşte o buyruğun hayat bulacağı günlerin arefesindeyiz.

Heyecan dorukta. Gidecek olanların gözlerindeki tarifsiz heyecan hem içe hem dışa akan rahmet damlalarıyla kendini derinden hissettiriyor. Bu rahmet mevsiminde onlarla birlikte dünyanın en kutsal yolculuğuna çıkamadığım için onları kıskanıyorum. Bu kıskançlık hiç bitmeyecek belki de, onlar orada ben burada olduğum müddetçe.

Bu kıskançlığı bastırmanın yolu; yaşadığımız o rahmetin gölgesindeki duygulu anları sizlerle tekrar paylaşmakla, hayaline dalmakla mümkün belki de. Çünkü elden başka bir şey gelmiyor.

Ey kutlu çağrıya kulak verenler topluluğu; "Kutsal Topraklar"a ulaştığınızda göreceksiniz ki, sadece "menasikler" yetmiyor! Gezdiğiniz mekanların "mânâ" âlemine de açılmanız gerekiyor; vahyin sağanağa dönüşüp yağdığı göğün altınaki "tevhid" merkezinin hazzını yaşayabilmek için.

Aksi takdirde bu yolculuğu; gönlünüzü ve beyninizi yoran bir zulme dönüştürürsünüz. Allah a misakınızı yenilemeden, Peygambere biatınızı tazelemeden, günahlarınızı yakamadan dönme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirsiniz!

Görevlerimizi bilirsek, kınayıcılardan olmayız. Görevlerimizi bilirsek, hiç kimseyi davranışından dolayı yargısız infaza tabi tutmayız. O eksik oldu, bu eksik oldu diye sızlanmayız. Cennet ül Bakî yi, Uhud u, Hira Nûr u... ziyaret, bidat denildiğinde kızmayız!

Kâbe nin önünde saf tutarken namaz için; orada Şafii yok, Hanefi yok, Maliki yok, Hanbeli yok. Kadın yok, erkek yok. Orada sadece malı ve canıyla Yüce Rabbinin çağrısına iştirak eden "tevhid ordusu" var. Sizi oraya çeken "Kâbe" onları da yakmakta.

* * *

Unutmayın! Burası Vahy in yağdığı göğün altındaki "Tevhid" merkezi. Burası dünyadaki Mahşer Meydanı!

Ve buraya gelenlerin hepsi istisnasız; Peygamber Efendimizin Veda Haccında irad ettiği: "Arabın Arab olmayana üstünlüğü yok. Üstünlük ancak takva iledir" sözü gereği takvaya erenlerin tâ kendileridir.

Bırakın istedikleri gibi saf tutsunlar... Bırakın istedikleri gibi namaz kılsınlar... Bırakın istedikleri gibi tavaf etsinler... Bırakın "tevhid"i istedikleri dilde haykırsınlar... Bırakın istedikleri gibi gözyaşı döksünler... Bırakın herkesi kendi haline, kendinizi de!

Bırakın Ecyad Kalesi nin yerinde yükselen "Zam Zam Towers"ları. Bırakın Kâbe yi kuşatan gökdelenleri! Sahibi her şeyin en iyisini bilir! Kâbe işgal altında, fakat Sahibi de en yakınında! Kâbe ye tepeden bakanlara bakmayın, Osmanlı nın revaklarına sırtınızı dayayın ve öyle bakın Kâbe ye... Burada sadece Allah ı ve Hatem ül Enbiya yı düşünün.

Starbucks, Cartier, Tiffany, Topshop, fastfood markaları ve gökdelenler ihramlar içindeki milyonlarca insanı cezbetmek için çekişiyor Kâbe yle! Sizin alışverişiniz yerlerin ve göklerin tesbih ettiğiyle olsun... Sizin alışverişiniz Kâbe yle olsun... Safayla olsun... Merveyle olsun... Cebel-i Nûr Dağı ndaki Hirayla olsun... Peygamberimizin hicret yolunda gözyaşı döktüğü Sevr Mağarası ile olsun...

Unutmayın! Unutup da sonra pişman olmayın!

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sabri Gültekin - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kangal Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kangal Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kangal Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kangal Gündem değil haberi geçen ajanstır.



Anket KANGAL BELEDİYE BAŞKANI KİM OLMALI?
Tüm anketler