İki yazar, iki eser

İki yazar, iki eser

Kimmiş bunlar diye merak edip, sonra popüler olmadıklarını farkedince "aman sende" diyemeyeceğiniz iki güzel insan. Birisi gazetemizin eski yazarlarından Burhan Bozgeyik diğeri ise ilahiyatçı İsmail Mutlu. İkisi de Allah ın nûru peşinde nefes tüketen ilim erbâbı.

İsmail Mutlu nun kitaba olan düşkünlüğünü daha çocukluk yıllarımdan bilirim. Aynı mahallenin çocukları olmamız münasebetiyle birbirimizin ne okuduğunu takip eder, bol bol kitap değiştirme imkânı bulurduk. Sonra İsmail ağabey 12 Eylül ihtilaline denk gelen senede bizi kitaplarımızla başbaşa bırakıp Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nin yolunu tuttu. Ardından Yunus Apaydın, Ankara Üniversitesi ne; İbrahim Erşahin, Erzurum Atatürk Üniversitesi ne; Nadir Nazik, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ne "ilmî misafir" unvanıyla kayıtlarını yaptırdı. Beldelerimizin ekeleri bir bir etrafımızdan çekilmeye başlayınca, arkada kalan bizler 80 ihtilalinin de etkisiyle biraz ham kaldık.

Yola çıkanların arkasından yollara koyulduğumuzda ise biraz geç kaldığımızı fark ettik. Fakat öncü olarak yola çıkanları "ikra"nın hizmetkârlık dergâhında yakaladık. Eksik kalan taraflarımızı, yine onların "gül"den mülhem derslerine katılarak, "Kalem e ve yazdıklarına yemin olsun" satırları arasında tamamladık.

Yunus Apaydın; İslâm Hukukunda Deliller ve Yorum Metodolojisi (Gazali, Mustesfa çevirisi, 2 cilt), İlmihal (Hayrettin Karaman ve Ali Bardakoğlu ile, 2 cilt), Klasik Fıkıh Sistematiği, Fıkıh Usulü Ders Notları, Kangallı Aşık İlhami ve Şiirleri (Prof. Dr. Ali Çavuşoğlu ile) isimli eserlerin altına imzasını attı. Türkiye nin yetiştirdiği en genç profesörlerden olan Apaydın, geçtiğimiz yıl Kayseri yi ziyaret ettiğimde Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü görevini yürütüyordu.

İbrahim Erşahin; Halk Kültürü ve Edebiyatı Sözlüğü, Yunus Bir Söz Söylemiş Hiçbir Söze Benzemez, Mevlâna da Aşkın 1001 Anlamı gibi eserleriyle yitik hazinemizin izini sürdü. En son haber aldığımda Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nde öğretim görevlisiydi.

Nadir Nazik; Yaratılış-İnsanlık Tarihi ve Ashabı Kehf (Mağara Arkadaşları) isimli eserinde peygamberler tarihini şiirsel bir üslupla kaleme aldı. Yazmaya olan merakını Yeni Asya ve Kangal Gündem gazetelerinde gidermeye çalışan Nadir ağabeyi her yaz tatilimde makamında ziyaret edip, söylenen çayları mâzi eşliğinde yudumlarken, hatırı sayılırları anmak aramızda bir nevî âdet oldu.

Bilgeler ve bilgiler coğrafyası o kadar uçsuz bucaksız ki, ulaşmaya ömür yetmiyor... Ve sözün tam da burasında, sözü konumuzun öznelerinden birisi olan İsmail Mutlu ya getirmek gerekiyor artık. İsmail Mutlu ismi bende her zaman imkânsızlıkların nasıl başarıya dönüştüğünün simgesidir. Çünkü o mücadelesine bazı entelektüellere göre 1-0 mağlup başlayanlardandır.

Mesela; okuma ve yazmayı kendi kendine öğrenmesi... Liseyi evden uzaklarda parasız yatılı olarak okuması... Çaresizlik iklimine inat, hayata tutunabilmek umuduyla Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi nin yollarını tutması... Yeni Asya daki köşesinde yıllarca "Meşveret" etmesi... İşte İsmail Mutlu nun hayat yolculuğuna çıkarken heybesine konulan sırlanmış yol hikâyesi.

Ve uzunca sürecek bir ilmî seyahatin ilk "zekatı" niteliğindeki "İslâm da Örtünme"yi hak sahiplerine teslim etmesi, Mutlu yu yeni eserler vermeye yöneltti. Peygemberimizin Hanımları, Örnek Hanımlar, Hz. Fatıma, Dua Kitabı, Açıklamalı Meal ve Sahabiler Ansiklopedisi gibi eserleri okuyuculardan beklenenin üzerinde ilgi görünce 1992 yılında Mutlu Yayıncılık ı kurdu.

"Ben yaptığım amelin karşılığını Allah tan isterim" kutsi düsturuyla hareket eden Mutlu, geçtiğimiz günlerde 111. kitabı olan "Dinlerarası Diyalog Nasıl Başladı Nasıl Gelişti?" isimli eserini neşretti. Kur ân, Sünnet ve Asr-ı Saadet İslâmı ndan günümüze haberler vermeye gayret eden Mutlu, çağımızda Müslümanların "eksen kayması"na sebep olan "diyalog ve dinlerarası diyalog" tartışmalarına ışık tutuyor. Eserde, Müslüman-Hıristiyan ilişkilerinde "tuzağa düşmemek" için meselenin tarihsel boyutu ve kafaları karıştıran "kırmızı çizgiler"e dair ilginç detaylar var.

"Dünyayı Hıristiyanlaştırmada Son Taktik"leri merak ediyorsanız, Mutlu Yayıncılık ın (0212) 652 00 27 numaralı telefonu vasıtasıyla eseri temin edebilirsiniz.

İsmail Mutlu nun eseri "Dinlerarası Diyalog Nasıl Başladı Nasıl Gelişti?"nin bana ulaşmasına rağmen uzun süre "zula"da tutulmasında bir hayır varmış meğer. Tevafuk işte!.. Aynı gazetede yıllarca fikirleri neşredilen ve daha sonra mücadelelerine birlikte fakat ayrı güzergâhlarda devam eden iki eski dostu bu sütunlarda buluşturmak varmış. Tevafukun alameti "7 Cephe" isimli eser, ikinci özne ise kadim dostlardan Burhan Bozgeyik.

Sizlerin de yazılarıyla yakından tanıdığı Bozgeyik, Millî Gazete ailesine 1993 yılında "Fetih Yakındır" yazısıyla katılmış, haftada üç gün yayımlanan yazılarıyla "emr-i bil maruf, nehy-i anil münker" görevini ifâ etmişti. Mütevazılığı, güler yüzü ve naif ifadeleriyle sohbetlerinde suskunluk krizine yakalandığımız Burhan ağabey, uzun bir süredir yaptığı nefis muhasebesi sonrasında, tarihler 28 Mart 2008 i gösterirken "Çekildik izzet ü ikbâl ile Bâbı Âli den..." başlıklı yazısıyla bizlere bir sürpriz hazırlamıştı. 33 yıllık meslek hayatını bu yazıyla noktalayacağını beyanla, memleketi Gaziantep e "hicret" ederek, ilim tahsili için inzivaya çekilmişti.

Kurtlar Sofrasında Türkiye, Keçe Külahlılar Geliyor, Ateş Çemberi, Meşhurların Son Anları, Kim Cumhuriyetçi?, İşte Zulmün Belgesi, İhtilal Fetvacıları, Çerkez Ethem Hain mi Kahraman mı?, Kurtuluş Savaşı Nasıl Kazanıldı... gibi araştırmaya dayalı kitaplarından tanıdığımız Burhan Bozgeyik sessizliğini "7 Cephe" isimli eserle bozdu.

Cihan Yayınları ndan çıkan 7 Cephe; Osmanlı nın Balkan, Kafkasya, Çanakkale, Irak, Filistin, Galiçya ve Hicaz da 7 düvele karşı verdiği mücadelenin ruh iklimini âdeta yeniden yaşatıyor.

İslâm Medeniyeti nin en önemli temsilcilerinden biri olan Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın başından itibaren tarihinin en sıkıntılı devresine sürüklenir. Fatih döneminde aynı anda 21 devleti mağlup etme başarısını gösteren Osmanlı, şimdi 3 çapulcuyla bile baş edemez hale gelir. Üç kıtadaki 20 milyon kilometrekarelik vatan toprağımız, 40 devlete pay edilir.

İşte "tarihimizin en acı hikâyesi"ni "7 Cephe"de kaleme alan Bozgeyik in, tarihî olayları irdelerken gözlerinden damlayan hüzün damlacıkları, sayfalardaki tazeliğini hâlâ hissettiriyor. 7 Cephe de mücadele veren ruhlar aynı; fakat hisler çok değişik. Tarihe altın harflerle kazınan satırlar arasında gezinirken, geçmiş geçmiyor bir türlü...

***

Balkan Cephesi nde 93 Harbi yle surlarda gedikler açılıyor; Plevne düşüyor, Edirne düşüyor... Bulgarlar Selimiye Camii nde at oynatıyor... On binlerce Müslüman; Bulgar, Sırp, Ortodoks ve Slavlarca katlediliyor... Tam "bir millet yok oluyor" derken, Erzurum dan Nene Hatunlar çıkıyor. İmanlarının görünmez ordularıyla, Moskof askerlerini çil cücüğü gibi dağıtıyor...

Fakat ne içeride, ne de dışarıda dönen entrikalar ve provokasyonlar bir türlü bitmek bilmiyor; Osmanlıyı kemirdikçe kemiriyor. Ulu Hakan Abdülhamid Han bile çaresiz kalıyor...Kurt gövdeyi sarınca; bir taraftan "İttihat Terakki"ciler, diğer taraftan "Millet-i Sâdıka" Ermeniler âdeta ihanet ve cinayet şebekesine dönüşüyor...

I. Dünya Savaşı nın başlamasıyla "Kurt Kapanı"na düşürülen Osmanlı Devleti nin nasıl paylaşılacağının hesapları yapılmaya başlanıyor. 17 Kasım 1914 te Rus Donanması nın Trabzon u bombalaması, ardından da İngiliz, Fransız ve İtalyan donanmalarının Çanakkale Boğazı na dayanması, Osmanlı yı "Cihad-ı Ekber Fetvası" yayınlatmaya mecbur kılıyor. Tek çare; bütün Müslümanları cihada davet ederek, ardından "7 Cephe"de ölüm-kalım mücadelesi vermek...

Bozgeyik in uzun bir araştırma ve tarihî verilere dayanarak kaleme aldığı bu eserde, Kafkasya Cephesi ne dair satırları okurken düşünceleriniz âdeta buz kesecek...

Vatanını müdafaa eden bir nefer olarak, yazlık elbise ve yırtık pabuçlarla eksi 36 derecede Sarıkamış a doğru ilerleyeceksiniz. Binbaşı Nasuhi Bey Ruslara esir düşüp, taarruz planını kaptırınca bütün uzuvlarınızın uyuştuğunu hissedeceksiniz. Kulaklarınız, sadece Allahuekber Dağları nda dalga dalga yayılan Kur an bülbüllerinin sadâlarını duyacak.

Arafat Meydanı ndaki tevekkülün aynısı... Belki de daha fazlası... Ve Şehadet.

Çanakkale Cephesi nde; Havranlı Koca Seyid le birlikte bildiğiniz bütün duaları okuyacaksınız...

Irak Cephesi nde; "Ba de harâbü l Basra"nın bizler için ne anlama geldiğini daha iyi kavrayıp, hüngür hüngür ağlayacaksınız...

Mısır Cephesi nde; hecinli develerin bile geçemediği ateş fışkıran Tih Çölü nü geçecek, Süveyş Kanalı nın serin sularında boğulacaksınız!..

Filistin (Gazze)-Suriye Cephesi nde; İngilizlerin mağrur generali Allenby in; "Selahattin Eyyubi den Haçlıların intikamını aldık..." haykırışları karşısında, çaresizliğin ne anlama geldiğini kavrayacaksınız...

Galiçya-Romanya ve Makedonya Cepheleri nde; Balkanlar da on binlerce Evlad-ı Fatihan"ı boğazlayarak kanını içen yamyamlarla, omuz omuza savaşmanın tuhaflığını çözmeye çabalayacaksınız...

Hicaz-Yemen Cephesi nde; Fahrettin Paşa nın "Çekirge Yemenin Faziletine ve Faydasına Dâir" talimnâmesini okuyup, Mescid-i Nebevî yi sarsan hıçkırıklarınızla "medet yâ Resulullah" diyeceksiniz... "Ano Yemendir" türküsünün neşeden değil; hasretten, kavuşamamadan, yetimlikten, "7 Cephe"de kesilen uzuvların acısından vücud bulduğunu hissedeceksiniz ve özgürlüğümüze bedel ödeyenlere minnet duyacaksınız...

***

Var oluş mücadelesi için cephelerde çarpışan Osmanlı ordusunun Allah Allah nidâlarındaki şehadet aşkı, hüzün ve ibret vesikalarıyla dolu tarihî sayfalarda gezinip, satır aralarındaki mim duraklarına tekrar tanık olmak için "7 Cephe" kitabı iyi bir fırsat.

Cihan Yayınları na (0212) 446 08 08 (pbx) numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.

Belki; Masumiyet Müzesi, Aşk, İsyan Günlerinde Aşk, Aldatmak, Kar, Muz Sesleri kadar popüler değil, sizleri haberdar ettiğimiz "Dinlerarası Diyalog Nasıl Başladı Nasıl Gelişti?" ve "7 Cephe" isimli bu iki eser. Fakat "geçmişten ders alıp, geleceğe umutla bakabilmek" için okuyacağınız kitaplar arasına bu eserleri de dahil etmenizde fayda var. Çünkü satırları arasında gezinirken, bilmeniz gereken ne kadar çok şeyi bilmediğinizi fark edeceksiniz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sabri Gültekin - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kangal Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kangal Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kangal Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kangal Gündem değil haberi geçen ajanstır.



Anket KANGAL BELEDİYE BAŞKANI KİM OLMALI?
Tüm anketler