Dedem kadar hayvancılıktan anlamıyorlar

Entansif tarım birim alandan ve birim hayvandan max. verim elde etme mantığına dayanmaktadır. Gelişmiş ülkelerin makinalaşmanın artırılması, birim alandan ve hayvandan yüksek verim elde etme mantığını kabul ettirme noktasındaki lobi çalışmaları yıllardır devam etmektedir.

Aslında kulağa çok hoş gelmektedir. Düşünün bir inekten günde 60 kg süt, 1 dekar araziden 750 kg buğday alınacak ülkemizde ortalama 250 kg/da buğday verimi, yerli ırk ineklerden 3-5 kg, montofon lardan 8-10 kg, siyahalaca lardan 15-20 kg süt alınmaktadır.

Fazla ürün almaya çalışmak kullanılacak girdileri (gübre, ekipman, ilaç, bakım vb.) doğal olarak artırmakta, buda birim maliyeti doğrudan etkilemektedir. Tarım alanlarına oranla nüfusu çok fazla olan Avrupa ülkeleri üretim için buna mecburdur ancak ülkemizde ekilebilir alanlar ve meralar (maliyeti olmayan yem alanları) fazladır, tarım ve hayvancılığı tüm ülkeye yaymak varken büyük işletmeler oluşturma noktasında politika geliştirmenin mantığı yoktur.

Uzun vadede yüksek verim için yapılacaklar hem kullanılacak ilaç ve suni gübre miktarını hem de üretilecek ürünün birim maliyetini artıracaktır. bu bağlamda son derece geniş ekim ve mera alanlarına sahip ülkemizde entansif yetiştiriciliğin tarım politikası haline getirilmesinin mantığı yoktur. büyükşehirlere göçün önüne geçilebilmesinin hatta geriye dönüşün tek yolu meraya dayalı hayvancılığın ülke geneline yayılmasının sağlanması olacaktı

Mera yetiştiriciliği ile 10 kg süt veren ineğin kg süt maliyeti 40 krş iken, 30 kg süt verimi olan bir ineğin kg süt maliyeti 70 krş. dur. Çünkü rasyondaki kesif yem miktarı verim yükseldikçe artacak kaba yem miktarı ise düşecektir.

Yıllardır İşletmelerin küçük, arazilerin dağınık ve parçalı olduğu bu durumda yetiştiriciliğin ekonomik olmayacağı ileri sürülerek sürekli büyük işletme kurulması noktasında lobi ve yayım çalışmaları yapılmıştır. Aile işletmeleri tarım ve hayvancılıktan uzaklaştırılmış Kırsaldan kentlere büyük göçler olmuştur

Köyler araziler meralar atıl durumda bırakılmıştır Büyük işletmelere her türlü destek verilirken küçük aile işletmelerinin ihmal edilmesi sonucu durum daha da vahim hale gelmiştir. Yapılanların bedeli olarak ülkemiz hayvanıyla yemiyle, etiyle, kurbanıyla, samanıyla ithalata bağımlı hale gelmiştir

Köylerde yapılan yetiştiriciliğin birim ürün maliyeti büyük işletmelerde yapılanlardan daha az olduğu için piyasayı olumsuz etkilemektedir Köylerde yapılan yetiştiriciliği tamamen ortadan kaldıramayacağımız yada işletmeleri ülkemizin tüm et süt yumurta ihtiyacını tek başına karşılayacak kadar büyütemeyeceğimize göre doğru seçimi yapmak zorundayı

Dededen kalma geleneksel yöntemlerle tarımın ve hayvancılığın yapılamayacağını iddia etmek büyük bir hatadır. Asıl üzerinde tartışılması gereken konu bu ürünlerin toplanıp pazara ulaştırılmasında gerekli organizasyonun nasıl olması gerektiğidir. Bu gün ülkemizin bir çok köyünde özellikle şehir merkezine yakın olan hane sayısı ve nüfus bazında gelişmiş köylerimizde hayvancılığın yerini daha çok yerleşik emekli nüfus almış olup, bir çok aile dededen kalma zeytinliklerden fındıklıklardan ve bağlardan geçimlerini sağlamaktadırlar. Bunun dişında kırsal alanda kalan köylerimizin ciddi bir kısmında tarım ve hayvancılık geri dönüşü olmayacak şekilde bitmiştir. Bir köyde binlerce hayvanın yetiştiği günlerde mera alanları o günlerde dahi yeterli gelirken bugün mera alanlarını kullanılmadığı için ya yabancı otlar işgal etmiştir yada ormana bırakılmıştır.

Yıllardır İşletmelerin küçük, arazilerin dağınık ve parçalı olduğu bu durumda yetiştiriciliğin ekonomik olmayacağı ileri sürülerek sürekli büyük işletme kurulması noktasında lobi ve yayım çalışmaları yapılmış, tüm destekler kesilmiştir. Aile işletmeleri tarım ve hayvancılıktan uzaklaştırılmış Kırsaldan kentlere büyük göçler olmuştur

Köyler araziler meralar atıl durumda bırakılmıştır Büyük işletmelere her türlü destek verilirken küçük aile işletmelerinin ihmal edilmesi sonucu durum daha da vahim hale gelmiştir. Yapılanların bedeli olarak ülkemiz hayvanıyla yemiyle, etiyle, kurbanıyla, samanıyla ithalata bağımlı hale gelmiştir

Köylerde yapılan yetiştiriciliğin birim ürün maliyeti büyük işletmelerde yapılanlardan daha az olduğu için piyasayı olumsuz etkilemektedir Köylerde yapılan yetiştiriciliği tamamen ortadan kaldıramayacağımız yada işletmeleri ülkemizin tüm et süt yumurta ihtiyacını tek başına karşılayacak kadar büyütemeyeceğimize göre doğru seçimi yapmak zorundayız

Buraya kadar yapılan tespitler hayvancılık politikamızdaki sorunu ortaya koymaktadır, bundan sonraki yazımızın konusu bu büyük yanlıştan dönmek adına somut olarak yapılması gerekenler olacaktır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Oğuzhan Ünlü - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kangal Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kangal Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kangal Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kangal Gündem değil haberi geçen ajanstır.



Anket KANGAL BELEDİYE BAŞKANI KİM OLMALI?
Tüm anketler