Aile işletmeleri nasıl olmalıdır?

2014 yılı birleşmiş milletler tarafından dünyanın dikkatini aile çiftçiliğine çekmek amacıyla BM nin 66. genel kurulunda “Aile çiftçiliği yılı” (UAÇY) olarak ilan edilmiştir.

Gıda tarın bakanlığı köy tavuklarının kayıt altına alınması koruma ve aşılama çalışmalarının yapılması için 6 ilde pilot bölge olarak çalışma başlatmıştır.

Dededen kalma yöntemlerle (entansif yetiştiricilik) yapılan yetiştiriciliğin ülkemizin ekonomik ve sosyal durumuna göre planlı bir şekilde yapılandırılması gerekli iken Avrupa ülkelerinin uyguladığı teknolojik üretim mantığı dikkate alınan politikaları hayvancılığımıza ve ekonomimize telafisi olmayan zararlar vermiştir,

Öyle bir proje ortaya konulmalı ki;

Kırsal alandan büyükşehirlere göç engellenmeli gençlerin üretime katılmaları sağlanmalı ve bu güne kadar yapılmış göçlerin geriye dönüşü hedeflenmelidir.

Köylerde atıl durumda olan bağ, bahçe, meyvelik, arazi ve mera varlıklarımızı üretime katmak adına kullanımı sağlanmalıdır.

Öncelikle karar verilmesi gereken konu,

Az hayvan çok işletmemi?

Çok hayvan az işletmemi?

Ülkemiz şartlarında hangisinin politika olarak tercih edilmesinin daha doğru olacağıdır. Kendi adıma az hayvanla çok işletme kurmanın mera alanlarından yararlanmada, işsizliği önlemede, göçü engelleyip köye dönüşü sağlamada daha gerçekçi bir yaklaşım olduğu yönündedir.

Planlama nasıl yapılmalıdır?

Öncelikle,

Hayvancılığa uygun (arazi, mera durumu) olan köylerin tespiti yapılmalı.

Köylerdeki işletme sayıları o bölgenin ihtiyacına (et,süt, yumurta ihtiyacı) göre oluşturulmalı.

İşletmede yetiştiriciliği yapılacak hayvanların (büyükbaş, küçükbaş, kanatlı) taban ve tavan sayıları belirlenmeli.

Altyapı (ahır, ağıl, kümes) düzenlemeleri için kredi desteği sağlanmalı, gerekirse TOKİ tarafından prefabrik olarak yapılmalı

İşletme numarası verilecek kişiler mutlaka aile olmalı ve köyde ikametleri zorunlu olmalı.

Tüm hayvansal desteklerden vazgeçilerek desteklerin üretim sürekliliğini sağlamak işletmenin veteriner, yem ve bakım giderlerini sağlamak için birim hayvan başına verilmeli.

İşletmede üretilecek ürünlerin (et, süt, yumurta) özel sektör tarafından ihale usulü alınması sağlanmalı yada ürün fiyatları devlet tarafından belirlenmeli.

Yapılacak yetiştiriciliğe her ne koşulda olursa olsun devlet, hiçbir şekilde müdahale etmemeli yalnızca “Aile işletmesi” yönetmeliğine uygunluğunu denetlemeli.

İşletme sayısı ve kurulacak köyler belirlenip hazırlanacak yönetmeliğe uygun olarak çalışmaları sağlanmalı gerekirse devir veya başkasına tahsisi yapılabilmeli.

Uygulama nasıl olmalıdır?

Aile işletmelerinin oluşturulmasının daha iyi anlaşılması için somut bir yaklaşım sergileyerek işletmedeki sistemin ve işleyişin nasıl olacağını rakamsal örneklerle açıklamaya çalışalım…

Her bir işletmede desteklemeden yararlanabilecek kayıtlı,

En az 10 en fazla 20 büyükbaş

En az 20 en fazla 30 küçükbaş

En az 50 en fazla 100 kanatlı hayvan varlığı olmalıdır…

Aylık,

En fazla yapılacak destekleme miktarı…

Büyükbaşlar için hayvan başına 25 lira (25x20 büyükbaş = 500 lira)

Küçükbaşlar için hayvan başına 10 lira (10x30 küçükbaş = 300 lira

Kanatlılar için kanatlı başına 2 lira (2x100 kanatlı = 200 lira)

Her bir işletmeye ortalama aylık 1000 lira gelir destekleme adı altında sağlanmalıdır.

Ayrıntıya girmeden günlük süt geliri ortalama 30 lira, küçükbaş ve büyükbaş et geliri 40 lira, yumurta geliri 20 lira olacaktır. Her bir işletme üreteceği ürünlerden toplamda 2.700 lira + 1.000 lira destekleme ile birlikte aylık 3.700 lira geliri olacaktır.

Bu rakam işletmenin ürününü pazarlama yeteneğine göre artacaktır.

İşletmelere destekleme adı altında sabit gelir sağlanması ailelerin kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacaktır. işletme sahipleri zamanla hayvan sayılarını artırmak isteyeceklerdir. işletme sahipleri hayvanlarını daha iyi beslemek ve bakımlarını yapmak için kendisi ekip biçmek yerine dışarıdan balya olarak kaba ve ticari yem kullanımına yönelecektir, yıllarca yapmak için uğraşıp başaramadığımız besleme yöntemi kendiliğinden gerçekleşecektir.

Mer’a yetiştiriciliği yapılarak yüksek verimli hayvanların beslenmesinde ortaya çıkan sağlık sorunları dolayısıyla veteriner giderleri birim ürün maliyeti düşecektir.

Ülkemiz şartlarında bölgelere göre değişiklik olabileceği gibi ağırlıklı olarak İşletmelerde, büyükbaş hayvan olarak “Montofon” küçükbaş “Merinos” kanatlı olarak “Lohman Brown” ırkı tercih edilmelidir.

Proje sonrası etkilenecek veya yeni oluşacak sektörler

Bölgede bulunan et, yumurta, yoğurt, peynir, yağ vb. üretimi veya satışı yapan firmaların hammadde ihtiyaçları karşılanmış olacaktır.

Balya olarak yapılabilen kaba yemlerin aile işletmelerinin ayaklarına kadar getirilerek satılacak olması ayrı bir sektör haline gelecek bu işletmeler aralarında anlaşarak toplu alımlar yapabileceklerdir.

İşletmelerde üretilecek ürünleri iç piyasaya sunmak isteyen müteşebbislerin kendi imkanları ile bu ürünleri toplayarak ihtiyacı olan fabrika, tesis veya şahıslara ulaştırmalarıyla yine bir sektör oluşacaktır

Aile işletmelerimiz standart bir şekilde gelir elde etmeye başladıklarında bakım besleme kalitelerini artırmak için ekipmanlara (suluk, yemlik, sağım makinası vb.) ihtiyaç duyacaklardır.

Zamanla kooperatif veya birlik adı altında yem yada ekipman ihtiyaçlarını daha ucuza sağlamak için kendi aralarında örgütleneceklerdir.

Sonuç olarak

Ülke nüfusumuzun ciddi bir kısmının köylerden göçerek şehirlere yerleştiği ortadadır. Bu kişiler için köy yumurtası, sütü, yoğurdu, peyniri ve eti lezzet açısından ayrı bir anlam ifade etmektedir.

Suya yön vermeye çalışmanın bir anlamı yoktur, atalarımızın dediği gibi “su akar yatağını bulur” yapılması gereken aile işletmelerinin önündeki engellerin kaldırılması bir nebzede olsa desteklenmesi en önemlisi de üretilecek ürünlerin piyasaya sunulması noktasında gerekli çalışmanın yapılmasıdır.

Bu proje ülkemizdeki işsizliğin engellenmesi, stratejik olarak gıdanın çok önemli olduğu dünyamızda hayvancılığımızı eskisi gibi tüm ülkeye yaymak için mutlaka uygulanmalıdır.

Bakanlığın yapması gereken aile işletmelerinin sahip olduğu hayvanlarına nasıl baktığına müdahale etmeden yalnızca hayvan varlığının korunup korunmadığını kontrol etmek olmalıdır. Dağınık yerleşim alanlarında yapılan yetiştiricilikten elde edilen et, süt ve yumurtanın pazara sunulmasının önündeki engeller kaldırıldığında pazarlama sistemi kurulduğunda üretimdeki sorunlar kendiliğinden çözülecektir.

Yapılan tespitler ışığında projede eksiklikler düzeltilmesi, eklenmesi, tartışılması güncellenmesi gereken noktalar tabi ki olacaktır.

Yazının temel amacı bu tartışmayı başlatmaktır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Oğuzhan Ünlü - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kangal Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kangal Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kangal Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kangal Gündem değil haberi geçen ajanstır.



Anket KANGAL BELEDİYE BAŞKANI KİM OLMALI?
Tüm anketler