12 Eylül İhtilali (2)

7.Cumhurbaşkanı Kenan Evren vefat etti etmesine de?

Hepimizin bildiği gibi 7.Cumhurbaşkanı Kenan Evren vefat etti. Devlet töreni ile defnedildi ve cenazesine de Askerden başka kimse katılmadı. Vefat etti etmesine de bizde bu arada, ?bu ülkede ne kadar çok insanın darbelere karşı olduğunu!? ve ne kadar insanında 12 Eylül darbesin den dolayı zarar gördüğünü bir kere daha hatırlamış olduk!

Haliyle yazılan lar anlatılanlar devam ettikçe daha ne kadar çok öreneceğimiz olduğunu da böylece yine örgenmiş olduk!

Basında sosyal medyada yazı yazan ve söz konusu mesele üzerine açıklamada bulunanların hemen hemen hepsinin ortak yönü; genel de ihtilal ler in, tabi özelde de bugün için ?mevcut merhumun? aleyhinde verip veriştirmek üzere yoğunlaşmaktadır.

Geçen gün bir ulusal gazetede gördüğüm ?gelen ağam, giden paşam? karikatürü oysa ne güzel ifade ediyordu, hali pür melalimizi. Tabi bu yazılıp çizilenleri okudukça,benim de hatıralarım canlanıyor geçmişe ait, nice yaşanmışlıklar geliyordu gözümün önüne.

Hatırlıyorum,1980 İhtilal ini Lise son sınıf örgencisi olarak karşılıyorum önce. Sonra Üniversiteye gittiğim bir şehir de bir öğrenci evinde kalırken karşılıyorum,7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan ve halk oylamasına sunulan referandumu.

O gün o kaldığımız evde beraber kaldığımız arkadaşlarla yapılan sohbetlerde ihtilal i kabul etmeyen fikirler serdediliyordu her seferinde. Ancak hiç unutmuyorum bir sabah kahvaltısında akşamdan misafirimiz olduğunu o anda öğrendiğim bir rütbeli asker vardı kahvaltı yağdığımız yer sofrasın da.

O sofrada yine konuşulanlar arasında, ihtilal hakkında değerlendirmeler yapılıyordu zaman zaman olduğu gibi. Ancak o gün ilk defa genel temayülün dışında sözler duyuyorum misafirimizin ağzından.

Adam baya olumlu sözler söyleyerek baya iyiden iyiye övüyor 12 Eylül İhtilal ini. Bu bizim gibi o evde bulunan lar için alışılmadık bir durumdu. Elbette benim içinde.

Bu sözlerin sahibine biraz daha dikkatli bakıyorum, o konuşurken. İsmi bugün hala hatırımda olan o karşındaki kişi, asker elbisesinin içinde gayet iyi ve inandırıcı görünüyordu doğrusu.

Daha sonra asteğmen olduğunu öğrendiğim o kişi, ifadelerini çok güzel seçerek dile getiriyordu. Onun onda anlattıklarını dinlediğimde, o anda benim bir an ;?acaba? diye düşünme me sebep olmadı desem yalan olur.

O anda onun anlattıklarına bakarak içimden şöyle bir his geçiyor. Diyorum ki; ?yoksa biz yanılıyor muyuz? Bir an böyle düşündüm doğrusu.

Tabi daha önce ki; düşüncelerimden kendi kendime sorduğum bu içten gelen soruma rağmen hemen de vaz geçmedim öyle?

Neyse bu olaydan sonra birkaç ay geçti ve bu bahsi geçen kişi askerliğini bitirdikten sonra bir müddet bizimle aynı evde kaldı. Kaldı kalmasına da o günden sonra kaldığımız evde kalanlarda olmasa da, beraber oturup kalktığımız cevrede o kişi den belli oran da kaynaklandığını gördüğüm değişimler yaşanmaya başladı.

Evet, resmen yakından tanıdığımız birileri artık ihtilalı destekliyorlar ve desteklemeyen o ana kadar kardeş dedikleri kişilerden ayrılıyorlar ve faklılaşıyorlardı.

O gün için bunlara pek anlam vermesem de zaman çok geçmeden bir şehir ismi ile temayüz eden hadi söyleyeyim bir cemaat bir gurup un önderi kabul edilen kişi tarafından gazetelere gönderilen bir mektupla iş artık bir hayli meşrulaştırılmış oluyordu.

O mektup da o zat, açık açık ihtilal i övüyor. Hatta hatırladığım kadarıyla 12 Eylül İhtilal ini tarihi zaferlere benzeterek onlara eş ediyordu.

Bu örnekte olduğu gibi o dönem başta Siyasi Partiler onların Genel Başkanları tabi taraftarları, Cemaatler, Tarikatlar, Meslek ve Fikir gurupları velhasıl adam insan olan her kes bir imtihanla karşı karşıya idi.

Günümüzde ufak tefek değişlikler dışında halen yürürlükte olan Anayasa 12 Eylül darbesi sonrasından 7 Kasım 1982 Pazar günü yapılan ve halk oylamasına sunulan referandumda yüzde 91 gibi ezici bir çoğunlukla oy alarak kabul edilmiş, yine aynı Kenan Evren o gün Cumhur Başkanı seçilmişti.

Evet, baskı vardı, korku vardı. Hatta korkular dağları aşmıştı. Hepsi kabul. Ama o korkulara eyvallah etmeyen. Her türlü bedeli göze alan ve elbette bedeller ödeyenler de vardı.

Şimdi acı olan ise o zaman bedel ödeyenlerden, doğru bildiklerinin arkasında inançla sabırla duranlardan çok, ?zamanın ruhuna? göre hareket edenlerin seslerinin daha gür çıkıyor olması. Bu durum elbette o günleri az çok bilen ve ?bir duruşu olan insanları? bir hayli düşünceye sevk ediyor.

Not: Yazımızda bahsi geçen ve o gün 12 Eylül İhtilalini destekleyen bir cemaat ve bir gurup un önderi kabul edilen kişi, Türkiye 7 Haziran 2015 seçimlerine yaklaşırken birkaç gün önce seçimlere yönelik bir açıklama yapıyor ve o açıklamasında.?Milletin ve vatanın selameti için, muhabbet halinin istikrarı için, mevcut hükümeti bütün kuvvetimizle destekliyoruz? diyordu.

Selam ve dua ile?

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ahmet Akif Ender - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Kangal Gündem Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kangal Gündem hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kangal Gündem editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kangal Gündem değil haberi geçen ajanstır.



Anket KANGAL BELEDİYE BAŞKANI KİM OLMALI?
Tüm anketler